7200 Gün Umudu: Gaziantep’te Esnafın Nefes Arayışı
CHP GAZİANTEP MİLLETVEKİLİ'NİN KÖŞE YAZISI

Gaziantep’te sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kepenkler kalkıyor, fakat yüzlerdeki yorgunluk inmiyor. Her gün başka bir çarşıda, başka bir sokakta dolaşıyoruz. Esnafın sesi aynı: “Kazanç yok, gider çok.” Çaylar demleniyor, sohbet uzuyor; dertler ise kısalmıyor.
Kredi faizleri yüksek, hayat pahalı, alım gücü düşük. Vergi ve SGK prim borcunu ödeyemeyen yüzlerce dükkân sahibi kepenk kapatıyor. Esnaf çalışamazsa ekonomi de nefes alamaz. Ne var ki iktidar, çözüm üretmek yerine faizi artırmayı tercih ediyor; çalışmak isteyeni cezalandırıyor. Ticaretini yapıp borcunu ödemek isteyen esnaf, bilerek iflasa sürükleniyor.
Gaziantep’te esnaf alarm veriyor
Ekonomik dalgalanmalar, artan maliyetler ve azalan alım gücü şehrin üretken ruhunu zorluyor. Buna rağmen umudunu kaybetmeyenler yeniden dükkân açıyor; fakat sürdürülebilirlik her geçen gün daha zor. Bir bakırcı ustası, “Eskiden sabah siftahı erken yapardık; şimdi gün bitiyor, hâlâ boşuz,” diyor. Bir berber, “Kira, elektrik, malzeme zamlandı ama fiyat artıramıyoruz,” diye ekliyor. Küçük bir tekstil atölyesinde çalışan bir kadınsa şunu söylüyor: “Çalışıyoruz ama borç azalacağına artıyor.” Her sokakta aynı cümle yankılanıyor: “Zorlanıyoruz.”
7200 gün: Bir rakamdan fazlası
Esnafın gündeminde artık tek bir sayı var: 7200. Bağ-Kur prim gün şartının 9000’den 7200’e düşürülmesi tartışması, yalnızca teknik bir düzenleme değil; binlerce esnaf için yeniden kurulabilecek bir yaşamın, ertelenmiş bir nefesin adı. Düzenleme hayata geçerse pek çok kişi yaklaşık beş yıl erken emekli olabilecek. Yıllardır borç ve krediyle ayakta duranlar için bu, gerçek bir rahatlama kapısı demek.
Ancak tek başına yeterli değil. Prim indirimi bir başlangıç olabilir; fakat borçlar yapılandırılmadıkça, vergi yükü hafifletilmedikçe kalıcı bir iyileşme sağlanamaz. Mesele yalnızca emeklilik değil; yaşarken ayakta kalabilmek ve emeğin onurunu koruyabilmektir.
Bir kültür sessizce soluyor
Esnaf, bu kentin vicdanıdır: helal kazancın, emeğin ve paylaşmanın simgesi. Bugün bu kültür; artan borçlar ve azalan kazançlar arasında sessizce sönüyor. Çarşıların ışığı yalnız elektrikle değil, umutsuzlukla da kesiliyor. Esnaf artık ticaretten çok hayatta kalma savaşı veriyor. Bu tabloyu değiştirmek, ekonomik olduğu kadar ahlaki bir sorumluluktur.
Çözüm nettir: Bu çığlığı duyun
Esnafın borçları mutlaka yeniden yapılandırılmalı; vergi ve SGK yükü makul seviyelere çekilmelidir. Torba yasalara yüzlerce madde ekleniyor, bir madde de bu halk için eklensin: Esnafın borçlarını insaflı vadelerle düzenleyin, prim yükünü hafifletin, 7200 gün düzenlemesini geciktirmeden hayata geçirin.
Son söz
Gaziantep’te her kepenk bir hikâye, her bardak çay bir direnişin sembolü. Biz bu sokaklarda halkın sesini duymaya, emeğin yanında durmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz: Esnaf çalışacak ki ekonomi nefes alsın; halk konuşacak ki adalet yeniden doğsun.

